30 Tem 2009

Ayasofya daima

Serdar Akinan

kategori2

Ayasofya daima

Ayasofya'da yıllardır alçıdan bir örtüyle kaplı olan altı kanatlı melek tasviri geçtiğimiz günlerde törenle açıldı. Kültür Bakanımız Ertuğrul Günay bu 'tarihi' anda orada, Ayasofya Müzesi'nde kameralara beyanat veriyordu...
Arkeolojik açıdan son derece kıymetli bu adımı 'heyecan verici' ve 'tarihi' olarak nitelerken aslında hükümetlerinin bir başka şekilde neye de başarı ile imza attığını itiraf etmesini beklerdim.
Evet, melek tasviri üzerindeki örtüyü kaldırmak bilimsel olarak bir başarıdır. Ve fakat bu tasvirin açılmasının çok daha sembolik ve derin bir anlamı var.
Ayasofya 'emperyal' bir anıttır. Büyük Roma ikiye bölündüğünde 1.Jüstinyanus bu anıtı rüyasında gördüğünü anlatır ve MS 532'de inşaatı başlar. Bu anıtsal katedral emperyal bir kudreti temsil eder.
1453 yılında İstanbul'u fetheden Fatih Sultan Mehmet Han kendini Kayser i Rum yani Sezar (Roma İmparatoru) ilan eder ancak Ayasofya'nın adını değiştirmez. Burada muazzam bir sembolik anlam vardır.
Fatih Sultan Mehmet Han, Ayasofya'nın adını değiştirmeden cami yaparak 'Ben bir cihan imparatoruyum ve bunun timsali yapıyı da İslam'a açıyorum' der...
.....
......
......
Türkiye Cumhuriyeti 2. Dünya Savaşı'na hazırlanan egemenlere İslamcı ve emperyal bir ihtirası olmadığı mesajını verir.
Aradan yıllar geçer... 70'li yıllarda Ayasofya'nın önünde muazzam mitingler yapılır. 'Zincirler kırılsın Ayasofya ibadete açılsın' sloganları altında konuşan isimleri takdim eden genç bir hatip vardır kürsüde... Recep Tayyip Erdoğan...
Aradan gene yıllar geçer... Bu kez Recep Tayyip Erdoğan Başbakan'dır...
Ayasofya'da altı kanatlı melek tasvirinin yüzündeki alçı tülü kaldırmak bu iktidara nasip olur... Diyeceksiniz ki ne var bunda?
Müslümanlık'ta tasvir olan cami var mı? Yok.
Ayasofya müze/cami idi... Ayasofya müze/kilise oldu... Önemi var mı? Eh, biraz... Bu adımı herhangi bir başka iktidar atmaya kalksa ne olurdu? İlk cuma namazı çıkışında on binler hatta yüz binler Sultanahmet'te gösteri yapardı... Şimdilerde aktivist Müslüman kardeşlerimiz akçeli işlerle meşgul olduğundan buraları pek görmüyorlar. Onlara lafım yok... Artık şaşırmıyorum.
Ama bu son derece sembolik mesajdan laikçilerin alması gereken bir ders var. Türkiye, AKP eliyle şeriata falan gitmez... Gideceği yere gitti. Egemenlere bir kez daha selamını çaktı... Bilmem anladınız mı? Kaynak: Aksam

22 Nis 2009

Hiçbir hükümet işgal bitmeden sınırı açamaz

22 Nisan 2009

Tufan TÜRENÇ

tturenc@hurriyet.com.tr

Hiçbir hükümet işgal bitmeden sınırı açamaz


TÜRKİYE ile Ermenistan arasında kapalı kapılar arkasında sürdürülen görüşmeler Azerbaycan’da tahmin edemeyeceğimiz kadar büyük tedirginlik yaratıyor.

Azerbaycan muhalefeti ülkedeki bu havayı yansıtabilmek için AKP, CHP ve MHPmilletvekillerinden oluşan bir heyeti davet etti.

AKP belli olmayan bir nedenden bu davete katılmadı.

Orada karşıaşacakları sitem ve tepkilerden ürkmüş olabilirler.

Başbakan Erdoğan’ın zaman zaman verdiği garantiler Azerbaycan halkını rahatlatmıyor.

Heyetteki milletvekilerinden emekli büyükelçi, CHP İstanbul Milletvekili Şükrü Elekdağ ilegeziyi konuştuk.

Elekdağ, "Sizinle aramızda vazgeçemeyeceğimiz bağlar var, ortak çıkarlarımız var.Türkiye’nin size karşı bir tutumu olamaz. Azerbaycan’a destek sürecektir" dedim.

Elekdağ çeşitli BM kararlarında Ermeniler’in işgal ettikleri topraklardan önkoşulsuzçekilmelerinin istendiğini anlatıyor.

Ama bütün bunların onların tedirginliğini gidermediğini gözlemliyor.

* * *

Elekdağ AKP’nin politikasını akılsızca buluyor. Değerlendirmeleri şöyle:

"Ermenistan Karabağ’dan vazgeçmez. Bunu zaman zaman açıklıyorlar.

Görüşmelerde iki paket üzerinde duruluyor.

Birinci pakete göre bir komisyon kurulacak. Bu komisyon iki ülke arasındaki sınırınErmenistan tarafından kabulünü ve soykırım iddiasını ele alacak.

Buna karşılık Türkiye sınırları açacak.

Bu paket üzerinde anlaşma olmuş.

İkinci paket ise Azerbaycan-Ermenistan ilişkilerini içeriyor. Ermeni işgali altındakitoprakların ve Karabağ’ın boşaltılmasını kapsıyor.

Ankara bu sorunları çözeceğine güveniyor ve Azerbaycan’a bu umudu veriyor.

Ancak bu sorun MİNSK Grubu’nda. Burada kilit nokta Rusya.

Ermenistan Rusya’nın bölgedeki son kalesi. Sınırlarını Rusya koruyor. RusyaErmenistan’ı kaybetmek istemez. O nedenle Karabağ’ı çözmez."

Elekdağ’a göre yürütülen bu politika Türk cumhuriyetleri için de kötü bir mesaj olur.

* * *

Bir arkadaşım geçenlerde Dışişleri’nde üst düzey bir dostunu ziyarete gitmiş.

Oturup uzun uzun Türkiye-Azerbaycan-Ermenistan sorunlarını konuşmuşlar.

Arkadaş, diplomat dostuna Azerbaycan halkının büyük bir tedirginlik içinde olduğunuanlatmış.

Çıkarken diplomat dostu, bizim arkadaşa, binanın giriş kapısının hemen karşısındakiduvara kabartma haflerle yazılmış isimleri göstermiş.

Bunlar Ermeni teröristler tarafından şehit edilen diplomatlarımızın isimleri...

Diplomat dostu bu isimleri göstererek, arkadaşa şöyle demiş:

"Bunlar burada dururken bizim Ermenistan’ı Azerbaycan’a tercih etmemiz düşünülemez. Görüşmelerin olması, anlaşma zemininin aranması normaldir."

Sonra da sözlerini şöyle bağlamış:

"Ermenistan ancak bizim şartlarımızı kabul ettikten sonra sınır kapısının açılması gündeme gelebilir."

Ben Türk diplomatlarına güvenirim.

Ayrıca hiçbir hükümet, Ermeniler Azerbaycan topraklarından çıkmadan, soykırımiftiralarından vazgeçmeden, Türk-Ermeni sınır anlaşmasını kabul etmeden sınırıaçabilecek gücü kendisinde bulamaz. Kaynak:Hurriyet

Çıkmaz yol nereye çıkıyor?

Serdar Akinan

kategori2


Türkiye, çok sert bir hesaplaşmaya gidiyor. Seçimlerde DTP'nin aldığı oy oranı ortada... AKP Güneydoğu'yu kaybetti. Bu benim başından beri 'felaket senaryosu' olarak gördüğüm bir gelişme idi... Maalesef oldu.
DTP'ye karşı başlatılan 'büyük gözaltı' Güneydoğu'da nasıl yankılanıyor kimse takip etmiyor. Büyük medya bu haberin bölge halkı içinde nasıl yankılandığını anlamıyor. Anlasa da aktarmıyor...
PKK 1 Haziran'a kadar süre verdi... Bu kanlı bir sürecin başlayacağına işarettir. Çok değil bundan birkaç hafta önce gazetelerin manşetlerini anımsayın, 'PKK dağdan indiriliyor', 'PKK silah bırakıyor', 'Bu iş bitti'
Maalesef, bir başka akıl ve irade devreye girdi... Giriyor...
Anlamakta zorlandığım mesele şu: Bunca işsizliğin olduğu, ekonomik krizin giderek derinleştiği bir sosyal yapıyla karşı karşıyayız... Şehit cenazeleri musalla taşlarında sıra sıra yattığında ne olacak?
Bu nasıl bir körlüktür?
Bir yanda Öcalan'a özgürlük isteyen, anayasal güvenceler isteyen, yani imkansızı 'şimdi' talep eden bir DTP... Sözüm ona ABD karşıtı... Ama Obama'ya da 'mektup' sunmaktan geri kalmayan...
Bir yanda PKK silah bıraksın, özgürlüklerin önünü açalım, 'alın size Kürtçe TV' diyen; sorunun çözümü için sözüm ona adım atan bir AKP...
Bir yanda -bilmiş bilmiş- 'Kürt meselesinde iyi şeyler olacak' diyen bir Cumhurbaşkanı...
Bir yanda 'Türk halkı' diyen, ertesi gün 'açılım yapmadım' diyen ama gene de birilerini rahatsız eden bir TSK...
Bir yanda, Irak'tan çıkmak istediğini söyleyen, yenik, beceriksiz ve eli kanlı ve çöküş halinde bir ABD...
Bir yandan da aylardır işsiz, hatta aç, derin depresyonda yığınlar...
Kimisi Diyarbakır'da... Kimisi Yozgat'ta... Kimisi İstanbul'da... Kimisi Mersin'de...
'Erdoğan ve Başbuğ arasında mutabak var' demiştim...
Bu mutabakat, önce cemaati sonra DTP'yi ve aslında ABD'yi etkisizleştirmek istiyor... Aylardır, Erdoğan 'milli'dir diye yazıyorum...
Tabii milli olmak vizyonsuz olmaya engel değil. Artık bunu görüyoruz...
ABD'nin Türkiye ve bölge üzerindeki politikalarının etkisizleştirilmesine, şayet vatan haini değilse, kimin nasıl bir itirazı olabilir?
Ancak bunu bir büyük toplumsal mutabakat içinde çözmek, belli işbirlikçi unsurları teşhir etmek, tarihi, dini ve sosyal altpaydaları öne çıkararak yapmak yerine bunu kanla yapmaya kalkarsanız olmaz.
Bu yol... Çıkmaz yol...
Son operasyon dalgası DTP'ye değil bölge halkının iradesinedir. PKK'ya, 'Gel bana saldır' demektir... Kaldı ki zaten onlar seve seve 'kanlı randevu'lara tarih vermeye başladı bile...
'Bir taşa 20 yıl' veren zihniyeti, ölüm kuyularının açılmasından rahatsız olanları bulun... İçinize bakın...
Sizi ne rahatsız ediyor beyler? ABD mi? Çuval mı? Ergenekon mu? Taşeronları mı? Barzani mi? Talabani mi? Cemaat mi?
Onlarla hesaplaşın... Bu halk arkanızda durur...
Efendim, onların anladığı dil bu... Sinsilik... İyi de gene kan dökeceksiniz... Evlere ateş düşecek... Bu toprakta şahinden bol ne var Allahınız aşkına? Türkiye olmuş bir kor... Üzerine benzin dökmeye kalkmayın...
Bir başka yol olmalı... Yoksa... Yoksa... Bu liberallerin, bu faşistlerin, bu cemaatlerin tuzağına düşmek en kolayı... Bu tuzak onların değil ki!..
Bu tuzak, artık onların da açık açık itiraf ettiği gibi, ABD'nin... Küresel egemenlerin...
Evlatlarımızın kanını dökmeyin... Kanımızın dökülmesinden kaçacağımızdan değil... Ama kardeş kardeşi neden öldürsün?
Ne oyuna gelin ne oyun kurun... Kendiniz olun... Bu halka; Kürdüne ve Türküne; İslamına ve toprağına güvenin... Bu halk arkanızda durur beyler... İnanın ve güvenin.

Kaynak:Aksam.com